Gelişmeler, PKK'nın tasfiye edilmesi ve terörün sona ermesi açısından kritik bir dönemde yaşanıyor. Bese Hozat'ın açıklamaları ve Hakan Fidan'ın uyarıları, Kandil'in Öcalan'a karşı tutumunu sorgulatıyor. Bu durum, PKK'nın geleceği ve terörle mücadelede yeni bir strateji gerektiriyor.
Öcalan'ın çağrısının amacına ulaşabilmesi için Kandil'in kongreyi toplayıp PKK'yı lağvetmesi gerekiyor. Eğer Kandil, 2014 sürecinde olduğu gibi Öcalan'ın çağrısını bir kez daha reddederse, yeni bir stratejiye geçilmesi gerekecek. Bu süreçte kamuoyunun bilgilendirilmesi önem taşıyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Meclis'te bütçe görüşmeleri sırasında DEM Partililere yönelik yaptığı açıklamada, “2025’e giriyoruz, biraz rasyonelliğe, biraz sınıf atlamaya ve biraz update ihtiyacımız var” dedi. Bu sözler, siyasi çizgilerini güncellemeleri gerektiğini vurguluyor.
Bese Hozat ve Cemil Bayık'ın söyleşileri, PKK'nın süreçleri okuyamadığını ve Amerika'ya hizmet ettiğini gösteriyor. Hozat, Öcalan'ın durumunu eleştirirken, iktidarın rantçı yaklaşımını da sorguluyor. Bu durum, PKK'nın geleceği açısından tehlikeli bir tablo oluşturuyor.
Bese Hozat, Öcalan ile ilgili değerlendirmesinde, “İmralı’da tecrit ve işkence koşulları devam ediyor” diyor. Öcalan'a sağlık ve güvenlik koşullarının sağlanmadığını savunuyor. Bu durum, Kandil'in Öcalan'a karşı tutumunu net bir şekilde ortaya koyuyor.
Öcalan, 23 Kasım'da yeğeni ile yaptığı görüşmede, “Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim” dedi. Bu mesaj, Öcalan'ın sürecin seyrini değiştirebileceğini gösteriyor.
Öcalan, Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan ile görüşmesinde, “Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim” dedi. Bu durum, Öcalan'ın sürece katkı sunma isteğini ortaya koyuyor.
Öcalan, sağlık durumunun kötü olduğunu belirtmiyor. Aksine, katkı yapmaya ehil olduğunu vurguluyor. Bese Hozat ise Öcalan'ın bu çağrıyı yapmaya ehil olmadığını öne sürerek, Kandil'in tutumunu sorguluyor.
Bese Hozat, “Önderliğimizin çağrılarını destekliyoruz” diyerek, Kandil'in Öcalan'a karşı tutumunu netleştiriyor. Ancak, Öcalan'ın çağrısına uygun hareket edilmediği takdirde, Kandil'in durumu daha da zorlaşabilir.
Öcalan, silahların bırakılması ve PKK'nın tasfiye edilmesi çağrısını yaptığında, Kandil'in buna karşılık vermesi bekleniyor. Eğer bu çağrıya uyulmazsa, yeni bir stratejiye geçilmesi gerekecek.
Bese Hozat, “Önder APO’nun elini güçlendirecek olan direniştir” diyerek, topyekûn direniş çağrısı yapıyor. Bu durum, PKK'nın geleceği açısından kritik bir dönemeçte olduğunu gösteriyor.
Devlet, Öcalan ile görüşmeye çalışırken, Kandil'in direniş çağrıları, durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Türkiye Cumhuriyeti, bu sorunu kökten çözmek için el uzatıyor, ancak Kandil bu durumu görmüyor.
İran ve Esed rejiminin sosyal medya üzerinden Suriye'yi mezhep savaşına sürüklemek için yaptığı paylaşımlar, Türkiye'nin içini karıştırma amacını taşıyor. Gülben Ergen'in “Suriye’de Alevi katliamı var” tweeti, bu durumu daha da tehlikeli hale getiriyor.
Bu tür paylaşımlar, iç savaşın fitilini ateşlemek için yapılıyor. Suriye, 13 yıllık iç savaştan çok çekti. Gülben Ergen'in bu duruma dikkat etmesi gerekiyor. Bu tür söylemler, toplumsal barışı tehdit ediyor.