AK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sözlerinden dolayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e tepki gösterdi. Çelik, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Özel'in siyasi geçmişini ve demokrasi anlayışını eleştirdi. Bu durum, siyasi tartışmaların yeniden alevlenmesine neden oldu.
Ömer Çelik, Özgür Özel'in yaptığı açıklamaların, “siyasetsizlik tarihi”ne geçeceğini belirtti. Çelik, Özel'in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile darbeci Kenan Evren'i yan yana anmasının, demokrasi anlayışının yetersiz olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Özgür Özel, yaptığı açıklamalarda iktidarın “milletin gözünden düştüğünü” iddia etti. Ancak Çelik, Özel'in CHP içindeki hizipler kavgasını yönetmekten başka bir şeyle ilgilenemediğini vurguladı. Bu durum, Özel'in milletin sesine odaklanmasını imkansız hale getiriyor.
Çelik, Özgür Özel'in “erken seçim” taleplerinin, sadece CHP içindeki hizipler arasında bir tartışma yarattığını belirtti. Bu durum, CHP'nin kendi iç meseleleriyle uğraşırken, hükümetin Türkiye'nin önemli meselelerini yönetme kabiliyetini göz ardı ettiğini gösteriyor.
Ömer Çelik, Özgür Özel'in demokrasiye darbe yapanları destekleyen siyasi gelenekle ilgili bilgi arıyorsa, kendi partisinin siyasi tarihine bakması gerektiğini ifade etti. Bu bağlamda, “Yassıada zihniyeti” ifadesi, CHP'nin demokrasiye karşı olan tutumunu en iyi anlatan kavram olarak öne çıkıyor.
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın darbeci siyasi geleneğe karşı verdiği mücadeleyi hatırlatarak, Özgür Özel'in bu mücadeleyi daha iyi anlaması gerektiğini vurguladı. Bu durum, siyasi tartışmaların derinleşmesine ve farklı bakış açıları arasında bir çatışma yaratmasına neden oluyor.
Ömer Çelik'in açıklamaları, CHP'nin iç dinamikleri ve demokrasi anlayışı üzerine önemli bir tartışma başlattı. Özgür Özel'in eleştirileri, AK Parti'nin siyasi duruşunu sorgularken, Çelik'in yanıtları, partinin demokrasi konusundaki tutumunu net bir şekilde ortaya koydu.
Bu tartışmalar, Türkiye'nin siyasi atmosferinde önemli bir yer tutuyor. Ömer Çelik'in sözleri, CHP'nin iç meseleleriyle uğraşırken, hükümetin ulusal ve uluslararası meseleleri nasıl yönettiğini de gözler önüne seriyor.